Haber

Mersin’de ‘ÇEDES Projesi’ Paneli: Eğitimde Yaratacağı Sorunlar Tartışıldı

Ali Ekber Şen/Mersin

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB)’nın, Çevreme Duyarlıyım Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES) projesi adı altında okulları Diyanet İşleri Başkanlığına ve farklı cemaat, vakıf ve derneklere açması Alevi Kültür Dernekleri Mersin Şubesinde düzenlenen panelde masaya yatırıldı. Projenin hayata geçirilmesi durumunda eğitimde yaratacağı sorunlara dikkat çeken akademisyen ve ilgililer bakanlığın bu kararından dönmesi çağrısında bulundu.

Mersin Cem Evi’nde yapılan panelin açılışında konuşan Alevi Kültür Dernekleri Mersin Şube Başkanı Hasan Kılavuz, uzun yıllardır Alevi kurumlarıyla Milli Eğitim Bakanlığı ile aralarının hep limoni olduğunu söyledi.

Kılavuz, “Siyasetçiler ‘laik, demokratik bir ülkede yaşıyoruz’ deseler de ülkemiz hiçbir zaman laik, demokratik bir ülke olmadı. Laik, demokratik bir ülkede olması gereken kurumlar, onların görev ve yetkileri yasalarla belirlenmiştir. Laik, demokratik, çağdaş bir ülkede Diyanet İşleri Başkanlığı olamaz. Bu Diyanet İşleri Başkanlığı geçmişteki sarayların hizmetinde olan şeyhülislamlar gibi fetva vermez, emirlerine milyarlarca liralık bütçe verilmez. Geçmişte şeyhülislamlar yaşasın padişahımız, sultanımıza Allah zeval vermesin derlerdi. Bugün de sayın cumhurbaşkanımıza aynı minval dua ediliyor. Laik ülkelerde bu yoktur ve olamaz” dedi.

“SADECE SÜNNİLİĞİN HANEFİ MEZHEBİNİN DEĞERLERİ ANLATILIYOR”

Çağdaş eğitim programlarının laik olması gerektiğine, bilim insanlarını yetiştirmeye yönelik olması gerektiğine değinen Kılavuz, “Ülkemizde son yıllarda eğitim kurumlarını medreselere çevirme çabası görülmektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı medreselere övgüler dizmektedir. Okul öncesi çağındaki çocukların, kreşlerden başlayarak değerler eğitimi kamuflajı altında tamamen dini bir eğitime tabi tutulmaları, pedagojik eğitim yapan öğretmenler yerine cami cemaatine hizmet eden imamların gönderilmesi durumunda bu eğitimin adı laik eğitim olmaz. Yetişen nesil çağdaş ve bilimsel düşünemez.Hele ki anlatılanlar yalnızca ülkemizdeki Sünni Hanefi mezhebine göre olursa, bunun dışındaki halk katmanları görmezlikten gelinirse daha da vahim olur” diye konuştu.

“SADECE BİR MEZHEBİN ANLATILMASINI KABUL ETMİYORUZ”

“Bu ülkede sadece Sünni Hanefi mezhebinden olanlar yaşamıyor” diyen Kılavuz, “Aleviler var, Hıristiyanlar var, Ermeniler var, Ezidiler var, Süryaniler var. Sünni İslam’ın diğer mezhepleri de var. Şafiiler var, Hambeliler var. Bu nedenle sadece Sünniliğin Hanefilik mezhebinin anlatılmasını doğru bulmuyoruz ve tasvip etmiyoruz.Değerlerimiz adı altında anlatılanlar sadece namaz, oruç, hac ve zekat değildir. Cennet lakırdısı ile cehennem azabını anlatmak değerlerimiz değildir. Bunlar kişiye özgü bir arınma biçimidir. Ortak değerlerimiz anlatılacaksa bu topraklarda iz bırakan Hacı Bektaş, Yunus Emre, Kadıncık Ana, Abdal Musa, Kaygusuz Abdal, Seyit Nesimi, Hallacı Mansur, Pir Sultan, Kul Himmet, Ahmedi Hani ve Karacaoğlan da anlatılmalı. Bolulu Dertli Baba, Aşık Veysel, Davut Sulari, Mahsuni Şerif, Neşet Ertaş, Yaşar Kemal, Aziz Nesin de anlatılmalıdır” ifadelerinde bulundu.

Açılış konuşmasının ardından 2 oturum halinde panel yapıldı. Ali Özveren’in oturum başkanlığını yaptığı ilk oturumda Boğaziçi Üniversitesinden Prof. Dr. Fatma Gök, Almanya Weingarten Üniversitesi’nden Doç. Yılmaz Kahraman, Viyana Üniversitesi’nden Dr. Ece Cihan Ertem, Çukurova Üniversitesi’nden Prof. Dr. Adnan Gümüş sunumlarını yaptı.

Mustafa Güler’n oturum başkanlığını yaptığı ikinci oturumda da Çukurova Üniversitesi’nden Prof. Dr. Meral Atıcı, Mersin Üniversitesi’nden Prof. Dr. Binali Tunç, Ankara Dayanışma Akademisi’nden Prof. Dr. Necla Kurul ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden Prof. Dr. Şükrü Aslan sunum yaptı.

Akademisyenlerin sunumun ardından öğretmenler ve öğrenci velilerinin ağırlıkta olduğu katılımcılar okullardaki ÇEDES benzeri uygulamalarla ilgili sorularını yöneltti.

Kaynak: Haberler.com / Eğitim

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu